Giydiğimiz kıyafetlerin bir hikayesi vardır. Kumaşların dokusuna sinen bu hikaye, doğada başlar ve usta ellerde şekillenerek bize ulaşır. Payfem olarak en çok kullandığımız iki doğal materyalin, pamuk ve viskonun büyüleyici yolculuğuna gelin birlikte tanıklık edelim.
Pamuk: Beyaz Altının Serüveni Her şey, koza adı verilen minik kapsüllerin içindeki bembeyaz, yumuşacık liflerle başlar. Tarlalarda yetişen pamuk bitkisi, olgunlaştığında bu kozaları patlatır ve hasada hazır hale gelir. Toplanan pamuk lifleri, temizlenir, taranır ve iplik haline getirilir. Dokuma tezgahlarında kumaşa dönüşen bu iplikler, binlerce yıldır insanlığın en temel giyim malzemelerinden biri olmuştur. O, doğallığın, saflığın ve konforun sembolüdür.
Viskon: Ağacın Zarafete Dönüşümü Viskonun hikayesi ise ormanda başlar. Kayın, okaliptüs gibi ağaçların odun hamurundan elde edilen selüloz, özel bir işlemden geçirilerek akışkan bir sıvıya dönüştürülür. Bu sıvı, ince deliklerden geçirilerek katılaştırılır ve ortaya ipeksi, parlak ve yumuşak elyaflar çıkar. Bu yüzden viskona bazen "suni ipek" de denir. O, doğanın zarafetinin ve teknolojinin birleşimidir.
Doğanın Dokunuşunu Hisset Payfem olarak, tasarımlarımızda doğadan ilham alıyor ve onun bize sunduğu bu değerli materyalleri kullanıyoruz. Giydiğiniz her pamuklu tişörtte tarlanın sıcaklığını, her viskon elbisede ise ormanın serinliğini hissetmenizi istiyoruz.
Sonuç: Kumaşların hikayesini bilmek, giysilerimize daha farklı bir gözle bakmamızı sağlar. Doğanın bu cömert armağanlarını gardırobunuza taşımak ve kalitenin keyfini sürmek için Payfem koleksiyonunu keşfedin.